THE GREAT DICTATOR izle / torrent

Büyük Diktatör







Charlie Chaplin'in yönettiği ve başrolü Paulette Goddard ile paylaştığı, politik komedi bir filmdir. Filmde Nazizm ve Chaplin tarafından canlandırılan Adolf Hitler oldukçe sert bir şekilde eleştirilmektedir. ABD'nin resmi olarak Nazi Almanyası ile hala barış içinde olduğu ve savaşa henüz girmediği bir dönemde çekilen filmin, kendi dönemi içinde sıradışı bir yeri vardır. Hitler ve emrindeki Nazilerin işgal ettikleri bölgelerde yaptıklarının henüz tam olarak açığa çıkmadığı bir dönemde, Chaplin yaptığı film ile Hitler'in Yahudi mallarını kamulaştırması, antisemitizm, faşizm konularını Nazileri yerden yere vurarak işlemiş; hatta filmde Nazileri ''beyinleri ve kalpleri makineden yapılma insanlar'' olarak tanımlamıştır. Büyük Diktatör", 1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.





  


5 yorum :

Filmin sonundaki şu söylev oldukça beğenimi toplamıştı:

----- spoiler -----

Özür dilerim ama ben imparator olmak istemiyorum. İnsanlara hükmetmek ya da ülkeler fethetmek istemiyorum, bunlar beni ilgilendirmiyor. Benim amacım elimden geldiğince herkese yardım etmek; Yahudi, Katolik, siyah ya da beyaz tenli olsun fark etmez.

Aslında hepimiz birbirimize yardım etmek istiyoruz, insanlık bunu gerektirir çünkü. Hayatımızı diğerlerinin acıları üzerine değil, mutlulukları üzerine kurmak isteriz. Kimseden nefret etmek ya da kimseyi hor görmek istemiyoruz.

Yeryüzünde herkese yetecek kadar yer ve zenginlik var. Hayat hür ve mutlu bir şekilde yaşanmalı ama biz bu doğru yoldan koptuk.

Hırs; insan ruhunu zehirledi, insanlar arasına nefret duvarları ördü ve bizi sefalet ve katliamlara sürükledi. Hayatı daha hızlı yaşıyoruz belki ama kendimizi dış dünyaya kapattık, makineleşme ise bolluk getirecekken, bereketi götürdü. Artan bilgimiz bize kibir verdi, zekâmız da nezaketimizi ve anlayışımızı düşürdü. Çok düşünüyoruz ve az hissediyoruz. Oysa makinelerden çok insanlığa muhtacız. Zekâdan çok nezaket ve anlayışa ihtiyacımız var. Aksi takdirde hayat bir kargaşa olur ve yitik bir hâle döneriz.

Uçak ve radyo gibi icatlar bizi birbirimize yaklaştırdı. Zaten bu icatların ortaya çıkma sebepleri, insanların içindeki kardeşlik duygusu ve iyiliğin ispatıdır. İşte, şu anda söylediklerim tüm insanlara ulaşıyor; insanların özgürlüklerini ellerinden alıp onlara işkence eden bir sistemin kurbanı olan ümitsiz kadınlara, erkeklere ve çocuklara. Beni duyanlara sesleniyorum, umudunuzu yitirmeyin! Üzerimizdeki kara bulutların sebebi; hırslarının kölesi olanların, insanlığın gelişiminden korkmalarıdır. Bu nefret, diktatörlerin ölümüyle birlikte ortadan kalkacaktır. Böylece onların halktan çaldıkları güç de halka geri dönecektir. İnsanlar ölse bile hürriyet ölmez!

Askerler; kendinizi bu canilerin eline bırakmayın çünkü onlar sizi aşağılar, sizi köle yapar, sizi bir sürüye çevirir, size ne yapmanızı, ne düşünmenizi, ne hissetmenizi dikte eder, sizi ezerler ve sizi sürü yerine koyup göz göre göre ölüme yollarlar!

Kendinizi bu insanlıktan çıkmış, makineleşmiş kalplere sahip makineleşmiş insanların ellerine bırakmayın. Siz ne makine ne de sürüsünüz! Siz insansınız, kalbi insanlık sevgisiyle dolu olan... Siz nefret etmezsiniz! Nefret; sadece sevilmeyenin ve insanlıktan çıkmış olanların bildiği bir şeydir.
Askerler, esaret için değil, özgürlük için savaşın!

İncil'de de yazdığı gibi; "Cennet insanların içindedir." Tek kişinin yahut bir zümrenin içinde değil, herkesin içindedir! Sizin de! Siz insanlar, kimisi gücünü makine üretmek için kimisi de mutlu olmak için harcayan insanlar. Bu sizin elinizde; gücünüzü hayatı özgür ve güzel bir hâle getirmek, onu hoş bir maceraya çevirmek içi harcayın. Demokrasi için bu gücü kullanalım, hepimiz birlik olalım! Yeni bir dünya için mücadele edelim; genç erkeklerin iş bulabildiği ve yaşlıların da ömürlerinin son demlerini huzurlu bir şekilde yaşadığı güzel bir dünya için. Böyle dünyalar vaat ederek, caniler iktidarı ele aldılar. Oysa onlar yalancıdır! Vaatlerini yerine getirmediler, getirmeyecekler de!

Diktatörler kendi hırslarının peşinde koşup başkalarını köleleştirdiler. Şimdi biz, bu vaatleri gerçekleştirmek için mücadele edelim! Özgür bir dünya için savaşalım; sınırların olmadığı, hırsın, nefretin ve hoşgörüsüzlüğün galebe çalmadığı bir dünya için. Özgür bir dünya için savaşalım; bilimin insanların iyiliği için kullanıldığı akılcı bir dünya için.

Askerler, demokrasi adına birleşelim!

----- spoiler -----

Bilgilerin için teşekkürler sevgili Hayyam. Ben ne zaman Charlie Chaplin'i veya bu filmi görsem, Einstein ve onun Freud'a yazdığı mektuplardan oluşan ''Neden Savaş'' adlı kitap gelir aklıma.

Aman efenim, lafı mı olur (: Bu arada Modern Zamanları da önereyim hemen. Ben Modern Zamanlar'dan daha çok keyif almıştım sanki ama bu film çok daha başarılı bulunur hep.

Neden savaş adlı kitabı -üzülerek ve hatta utanarak söylemeliyim ki- yeni duydum. Okunacak o kadar şey birikti ki...

Modern Zamanlar filmini de ben izlememiştim. Ancak en yakın zamanda izleyeceğim. Ben hiçkimsenin tutkunu olmadığım gibi Charlie Chaplin tutkunu da -her ne kadar kaliteli bir oyuncu ve düşüncelerinde tutarlı biri olduğunu bildiğim halde- değilim. Ben düşünsel olarak ''savaş'', ''militarizm'' ve ''şiddet'' konularında hassas olduğum için böyle filmleri önemsiyorum.

Bahsettiğim ''neden savaş'' kitabı ise zaten çok bilindik bir kitap değil. Ülkemizde -yanılmıyorsam- sadece iki yayınevi tarafından (''niçin savaş'' adında da yayımlanmıştır) basılmış ancak ben ''neden savaş'' adında basılmış (ygs yayınlarının) kitabını okumuştum.

şu filmide tazelerseniz çok makbule geçer :D
Teşekkürler

Yorum Gönder